Diş Eti Şişmesi Nedir?

Diş etinde oluşan bu durumun ihmal edilmemesi gereklidir. Eğer böyle bir şikayetiniz varsa bir diş hekiminden randevu alıp tedavi olmanızı öneriyoruz. Diş hekimimiz, durumun nedenini belirlemek için sizi muayene edecek ve uygun tedaviyi önerecektir.

Diş Eti Şişmesi Neden Olur?

Diş Eti İltihabı

Diş eti iltihabı, şişmiş diş etlerinin en yaygın nedenidir. Diş etlerinizin tahriş olmasına ve şişmesine neden olan bir diş eti hastalığıdır. Semptomlar oldukça hafif olabileceğinden birçok kişi iltihap olduğunu bilmez. Ancak tedavi edilmezse sonunda periodontitis adı verilen çok daha ciddi bir duruma ve olası diş kaybına yol açabilir. çoğunlukla kötü ağız hijyeninin bir sonucudur ve bu da diş eti çizgisi ve dişlerde plak oluşmasına neden olur. Plak, zamanla dişler üzerinde biriken bakteri ve yiyecek parçacıklarından oluşan bir filmdir. Plak birkaç günden fazla dişlerde kalırsa tartar olur. Tartar sertleşmiş plaktır. Genellikle tek başına diş ipi (Diş ipi Nasıl Kullanılır?) ve fırçalama ile çıkaramazsınız. Bu, bir diş hekimi görmeniz gereken zamandır. Tartar oluşumu diş eti iltihabına yol açabilir.

Gebelik

Vücudunuzun hamilelik sırasında ürettiği hormonlar, diş etlerinizdeki kan akışını artırabilir. Kan akışındaki bu artış diş etlerinizin daha kolay tahriş olmasına ve şişmeye neden olabilir. Bu hormonal değişiklikler, vücudunuzun tipik olarak diş eti enfeksiyonlarına neden olan bakterilerle savaşma yeteneğini de engelleyebilir. 

Yetersiz Beslenme

Vitamin eksikliği, özellikle B ve C vitaminleri, buna neden olabilir. Örneğin C vitamini, dişlerinizin ve diş etlerinizin bakım ve onarımında önemli bir rol oynar. C vitamini seviyeniz çok düşerse, iskorbüt geliştirebilirsiniz. İskorbüt kansızlığa ve diş eti hastalığına neden olabilir. Gelişmiş ülkelerde yetersiz beslenme nadirdir. Mevcut olduğunda, en sık yaşlı erişkinlerde görülür.

Enfeksiyon

Mantar ve virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar potansiyel olarak neden olabilir. Herpesiniz varsa, akut herpetik gingivostomatit adı verilen ve diş etlerinin şişmesine neden olan bir duruma yol açabilir. Ağızda doğal olarak bulunan mayanın aşırı büyümesinin bir sonucu olan pamukçuk da şişmeye neden olabilir. Tedavi edilmeyen diş çürüğü, diş apsesine yol açabilir. Diş apsesine ne iyi gelir? gibi bir sorunuz var ise sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Diş Eti Şişmesi Nasıl Geçer, Neler İyi gelir?

  1. Diş Hekimi Muayenesi: Diş eti sağlığınızı izlemek ve gerekli tedaviyi almak için diş hekiminizi ziyaret edin. Diş eti hastalığı varsa, diş hekiminiz uygun tedavi yöntemlerini önererek diş eti şişmesini azaltmanıza yardımcı olacaktır. Diş etinizdeki bu durumun geçmesi, iyileşmesi için uygulayabileceğiniz en iyi yöntem bu yöntemdir.
  2. Ağız Hijyeni Rutini ve Uygulama Şekli: Dişlerinizi günde en az iki kez, doğru fırçalama tekniğiyle fırçalayın. Diş fırçanızı hafifçe diş etlerine doğru açılı bir şekilde hareket ettirin. Diş fırçanızın yumuşak kıllara sahip olduğundan emin olun, çünkü sert kıllar diş etlerine zarar verebilir. Diş ipi veya ara yüz fırçası kullanarak dişlerinizin arasındaki plak ve yiyecek artıklarını temizleyin. Bu, diş etlerinin sağlıklı kalmasına ve şişliğin azalmasına yardımcı olur. Antiseptik özelliklere sahip ağız gargaraları kullanabilirsiniz. Bu gargaralar diş etlerini temizler, mikropları öldürür ve iltihabı azaltır. Bununla birlikte, ağız gargaralarını kullanmadan önce bir diş hekimine danışmanızda fayda vardır.
  3. Tuzlu Su ile Gargarası: Bir bardak ılık suya yarım çay kaşığı tuz ekleyin ve karıştırın. Bu karışımla günde birkaç kez gargara yaparak diş etlerinizin şişmesini azaltabilirsiniz. Tuzlu su, iltihabı azaltmaya yardımcı olur ve ağız içi yaraların iyileşmesini destekler.
  4. Sağlıklı beslenme: Dengeli bir beslenme alışkanlığı benimsemek, bağışıklık sisteminizin güçlenmesine ve diş eti sağlığınızın iyileşmesine yardımcı olur. Lifli gıdaları (meyve, sebze, tam tahıllar) tüketin.
  5. Sigarayı Azaltmak, Bırakmak: Sigara içmek diş etlerinin iyileşme sürecini yavaşlatır ve diş eti hastalıklarına yol açabilir. Eğer sigara içiyorsanız, diş eti sağlığı için sigarayı bırakmanız önemlidir

Diş Eti Şişmesinin Olası Sorunları

  1. Gingivitis ve periodontitis gibi diş eti hastalıkları, diş etlerinde iltihaplanma, kanama, diş eti çekilmesi ve diş kaybı gibi sorunlara neden olabilir.
  2. Enfeksiyon riskini artırır ve bakterilerin diş etlerine yerleşmesi ve enfeksiyon oluşturması için uygun bir ortam sağlar. Bu enfeksiyonlar, diş etlerinde ağrı, hassasiyet ve apse oluşumuna yol açabilir.
  3. İlerleyen diş eti hastalıkları, diş etlerinin çekilmesine neden olabilir. Bu durumda diş kökleri açığa çıkar ve dişlerde hassasiyet, aşırı sıcak-soğuk duyarlılığı ve estetik sorunlar meydana gelebilir.
  4. Diş kaybına yol açabilir. Zayıflayan diş etleri, dişleri destekleyen dokuların zarar görmesine ve dişlerin sallanmasına neden olabilir.
  5. İltihaplanma ve enfeksiyonlar, kötü ağız kokusuna yol açar.

Diş Eti Şişmesi Belirtileri Nelerdir?

  • Kızarıklık daha kırmızı diş etleri
  • Şişkin kabarık diş etleri
  • Hassasiyet
  • Diş etlerinde kanama
  • Ağız kokusu
  • Diş eti çekilmesi
  • Dişlerin sallanması

Bu belirtiler diş eti hastalıklarının ve diş eti şişmesinin bir belirtisi olabilir ve ihmal edilmemelidir.

Tedavisi

Dişleri düzenli fırçalamak ve diş ipi kullanmak bu sayede ağızda bakterilerin birikmesini engellemek en iyi tedavidir. Diş taşı temizliği ve diş hekiminizin yazacağı ilaçlar diş eti şişmesi tedavi edilebilir. 6 ayda bir profesyonel diş temizliği yapılmasını öneriyoruz bu sayede oluşabilecek bir türlü diş eti hastalığına engel olabilirsiniz.

Diş Kisti Nedir?

Teşhisi ve tedavisi diş hekimi veya diş cerrahı tarafından yapılmalıdır. Erken teşhis ve tedavi, kistin büyümesini engelleyebilir ve çevre dokuların korunmasına yardımcı olabilir.

Diş Kisti Belirtileri

  • Diş çevresinde çene bölgesinde zamanla artan şişlik
  • Kist büyüdükçe diş ve çene bölgesinde ağrı
  • Diş etinde renk değişmeleri ve diş eti çekilmesi
  • Komşu dişlerde yer değiştirmesine sebebiyet verebilecek baskı
  • Diş sallanması
  • Ağız içinde veya çiğneme kasları etrafında baskı ve yutma veya çiğneme güçlüğüne neden olabilir.
  • Eğer kist enfekte olursa, etrafında iltihaplanma ve enfeksiyon belirtileri ortaya çıkabilir. Bu durumda ağızda kötü koku ve tat bozuklukları da görülebilir.

Bu belirtileri fark ettiğinizde telaşlanmayın, bu konuda yapılabilecek en sağlıklı adım bir diş hekimi randevusu almaktır. Diş hekimi, muayene ve röntgen sonuçlarına dayanarak kist var ise türünü, büyüklüğünü ve etkilediği alanları tespit edecektir. Hastanın endişelerini dikkatlice dinleyerek, tedavi seçeneklerini açıklayacak ve olası sonuçları paylaşacaktır.

Diş Kisti Nasıl Oluşur?

Genellikle dişin kökünün çevresindeki dokuların anormal bir şekilde çoğalması ve bir kist oluşturması sonucu meydana gelir.

Diş kistinin oluşumuna neden olan ana faktör, diş kökündeki enfeksiyonlardır. Diş kökü enfeksiyonları, genellikle diş çürüğüne veya dişteki travmalara bağlı olarak başlar. Diş çürüğü, bakterilerin dişin sert dış yüzeyini aşındırmasına ve dişin iç dokularına ulaşmasına neden olur. Travmalar, dişteki kırık veya çatlaklar nedeniyle dişin iç dokularının açığa çıkmasına ve enfeksiyon riskinin artmasına yol açar.
Enfeksiyonlu diş dokuları, vücudun bu durumu önlemek için bir savunma mekanizması olarak kist oluşturabilir. Diş kökü etrafındaki hücreler, enfeksiyonlu dokuların etkisi altında anormal bir şekilde çoğalarak, sıvı dolu bir yapı oluştururlar ve bu yapı zamanla kist olarak büyümeye devam eder. Kistin oluşmasında diğer faktörler de katkıda bulunabilir. Bunlar arasında diş apseleri, çürük dişlerin tedavi edilmemesi, diş eti hastalıkları, travmalar ve bazı genetik faktörler sayılabilir.

Diş Kisti Tedavisi

Kistin türüne, boyutuna, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu tedaviler kanal tedavisi gibi konservatif tedaviler olabileceği gibi diş kisti ameliyatları başlığı altında inceleyebileceğimiz diğer tedavileri yöntemleri de olabilir

Kistin boyutu küçükse ve belirtiler yoksa, takip etmek ve düzenli olarak röntgenle izlemek gibi yada mevcut dişe yeniden kanal tedavisi yapılması gibi konservatif yaklaşımlar uygulanabilir. Ancak, kistin büyüklüğü artarsa, belirtiler varsa ve veya çevre dokulara zarar verme riski varsa, cerrahi tedavi genellikle tercih edilir.

Online Randevu Alın

.

Diş Kisti Ameliyatı

Diş kisti tedavisinde uygulanan ameliyat yöntemleri ve diğer tedavi tekniklerini alt başlıklarla şu şekilde anlatabiliriz.

Kistin Cerrahi Yöntemlerle Çıkartılması

Cerrahi müdahale, diş kistinin tamamen çıkarılmasını içerir. Diş hekimi veya çene cerrahı, lokal anestezi altında kisti açar ve içini boşaltır. Bu tedavi yöntemi, genellikle basit ve etkili bir tedavi seçeneğidir.

Kistin Fenestre Edilmesi

Eğer kist, büyük bir cerrahi müdahale gerektirmeden basit bir cerrahi yöntemle boşaltılabilirse, “fenestration” adı verilen bir işlem uygulanabilir. Bu yöntemde, kistin içeriğinin bir kısmı boşaltılır ve kistin üzerine yapılan bir pencere ile drenaj sağlanır. Böylece kistin boyutu azalır ve küçük bir boyuta gelince daha non-invaziv bir operasyon ile kist alınır.

Apikotomi veya Apikal Rezeksiyon Ameliyatı

Bazı durumlarda, kist dişin kök ucu bölgesinde oluşmuşsa ve kök kanal tedavisi ile yeterince tedavi edilemiyorsa, apikotomi adı verilen bir ameliyat gerekebilir. Bu işlemde, dişin kök ucu kısmı açılır ve kistin içeriği temizlenir. Daha sonra kök ucundaki uç kısmı kapatmak için dikiş atılır.

Diş Çekimi

Eğer diş kisti, çürümüş, hasar görmüş veya tedavi edilemez hale gelmiş bir dişle ilişkilendiriliyorsa, diş çekimi gerekebilir. Diş çekimi, kistin temizlenmesini ve iyileşmeyi kolaylaştırabilir.

Diş Kisti Tedavi Olunmazsa Ne Olur?

Diş kisti tedavi edilmezse, bazı ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Diş kistleri, zamanla büyüyebilir ve çevre dokulara baskı yaparak çeşitli sorunlara neden olabilir. İşte tedavi edilmeyen diş kistlerinin olası sonuçları şunlar olabilir:

  1. Diş kaybı
  2. Çene kemiğinde Hasar
  3. Sinüs Sorunları
  4. Enfeksiyonlar
  5. Komşu dişlerde problemler
  6. Cerrahi komplikasyonlar
  7. Genel sağlık riski

Tedavi olmak, diş kistlerinin olası zararlarını önlemeye yardımcı olabilir ve sağlıklı bir ağız ve çene yapısının korunmasına katkı sağlar.

Diş Kisti Oluşmaması İçin Nelere Dikkat Edilmeli

En yaygın olarak görülen Enflamatuar Odontojenik kistler daha ziyade dişlerin enfeksiyondan kaynaklandığı için dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak ve diş ipi kullanmak, diş çürükleri ve diş eti hastalıklarını ve buna bağlı olarak kist oluşmasını önlemeye yardımcı olur. Dişlerin ve diş etlerinin temiz ve sağlıklı kalması, bu riski azaltır. Diş Travmalarına Dikkat edin, dişlere yönelik travmalar (darbeler, kazalar vb.), bu riski artırabilir. Aynı zamanda yapılan daha önceki başarısız diş tedavileri kist oluşmasına neden olabilir örneğin; başarısız kanal tedavisi. Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, diş ve diş eti sağlığını olumsuz etkiler ve diş kisti oluşmasında sebep olabilir.

Diş Kisti Yayılır mı?

Diş kisti, genellikle yavaş büyüyen ve genişlemeyen bir yapıdır. Ancak, tedavi edilmezse veya ihmal edilirse, çevredeki dokulara etki ederek zamanla yayılabilir.

Diş Kisti ve Diş Apsesinin Farkı

Kronik apseler uzun dönem sonunda enflamatuar odontojenik kistlere dönüşebilirler bu ayrım ancak bir diş hekimi tarafından diş muayenesi ile yapılabilir. Diş kisti veya diş apsesi sorunlarınız varsa gecikmeden tedavi olmanız önemlidir. Kliniğimizden randevu almak isterseniz bize Whatsapp, arama veya e-posta yolu gibi birçok kanaldan ulaşabilirsiniz.

20’lik Diş Çekilmezse Ne Olur?

  1. Diş çürümeleri: Sıkışmış veya çene yapısına uyum sağlamayan 20’lik dişler, etrafındaki dişleri ve kendilerini çevreleyen bölgeleri zor erişilebilir hale getirebilir. Bu durumda, diş çürümesi ve diş eti hastalıklarının riski artar.
  2. Diş eti problemleri: Diş etlerinde şişlik, kızarıklık, hassasiyet ve iltihaplanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
  3. Ağrı ve rahatsızlık: Yanlış çıkan yirmilik dişler, ağrı, hassasiyet ve rahatsızlık hissine neden olabilir. Bu durumda günlük aktiviteler, yemek yeme ve konuşma gibi basit görevler bile ağrılı hale gelebilir.
  4. Kist ve tümör oluşumu: 20’lik dişlerin çene içinde yanlış çıkması durumunda, çevresinde kist veya tümör oluşabilir. Bu durumda çene kemiğinde şişlik, ağrı ve enfeksiyon riski artar.
  5. Sıkışma ve sürme problemleri: yirmilik dişler, çene yapısına uygun şekilde sığmazsa sıkışma ve sürme problemlerine neden olabilir. Bu durumda, diğer dişlerin üzerine baskı yapabilir, sıkışabilir veya yanlış yönde çıkabilir.
  6. Sinüs sorunları: Üst 20’lik dişlerin kökleri sinüs boşluğuna yakın olduğundan, bu dişlerin çekilmemesi sinüs sorunlarına neden olabilir. Sinüs enfeksiyonları, basınç hissi ve baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Bu nedenlerle, 20’lik dişlerin çekilmesi tavsiye edilebilir. Ancak her durum bireyseldir ve diş hekiminizin önerilerini takip etmek önemlidir. Diş hekiminiz, sizin durumunuza ve dişlerinizin durumuna göre en uygun tedavi seçeneğini belirleyecektir.

20’lik Dişimi Ne Zaman Çektirmeliyim?

20’lik dişlerin çekilme zamanı kişiden kişiye değişebilir. Her durumun farklı olduğunu unutmayın. Genellikle, bu dişlerin çekilmesi ergenlik dönemi veya erken yetişkinlik döneminde tercih edilen bir yaklaşımdır. Ancak, çekim zamanlaması, kişinin ağız yapısı, dişlerin konumu ve potansiyel komplikasyonlar gibi faktörlere bağlıdır. Bu konuda yapabileceğiniz en iyi hamle bir diş hekimi randevusu almaktır. Diş hekimi muayenesi ile ne zaman çekilmesi gerektiğini öğrenebilirsiniz. Eğer aklınızda yirmilik diş çekimi ağrılı mıdır? gibi sorular varsa tıklayarak ilgili konu hakkındaki sayfamıza gidebilirsiniz.

20’lik Diş Çekilmezse Ne Olur?

20’lik Diş Tam Çıkmadan Çürür mü?

Evet, tam çıkmasa yarım çıksa bile 20’lik dişler çürüyebilir. Bu dişler, genellikle arka kısımlarda bulunan ve ağız hijyenine ulaşılması zor olan dişlerdir. Bu nedenle, yeterli temizlik sağlanamazsa, dişlerde çürük oluşma riski artabilir.

Eğer 20’lik dişler çene yapısına uygun şekilde çıkmazsa, çevresindeki dişlere baskı yapabilir. Bu da dişlerin arasındaki temizliği zorlaştırabilir ve çürüklere yol açabilir.

Yirmilik Diş Çıktığı Nasıl Anlaşılır Belirtileri Nelerdir?

  1. 20’lik diş çıkarken diş etlerinde ağrı, hassasiyet ve şişlik hissi olabilir. Bu belirtiler, dişin diş etleri üzerinde baskı yapmasıyla da ortaya çıkabilir.
  2. Dişin çıkmaya başladığı bölgede diş eti iltihaplanması (gingivitis) olabilir. Diş etlerinde kızarıklık, hassasiyet, şişlik ve diş fırçalarken kanama veya yemek yerken kanama görülebilir.
  3. Dişlerin çıkmasıyla birlikte çene bölgesinde ağrı veya rahatsızlık hissi olabilir. Bu ağrı, dişin çıktığı bölgede baskı oluşması veya diğer dişlere baskı yapması nedeniyle ortaya çıkabilir.
  4. Çıkan 20’lik dişler, diğer dişlerin yerine doğru itme veya kaydırma etkisi yapabilir. Bu durumda, diğer dişlerde hafif bir yer değişimi veya dişlerin sıkışma hissi olabilir.
  5. yirmilik dişin çıktığı bölgede şişlik veya hassasiyet olduğunda, yutma veya çiğneme sırasında rahatsızlık hissi olabilir.

Ağız Kokusuna Faydalı Yiyecekler

Bu gibi sorunlarda ağız kokusunu önleyecek tedaviyi görmemiz gereklidir. Ağız kokusu sorunu sosyal hayatımıza gerçekten kötü bir şekilde etki eder ve bireyi mutsuz eder. Bu sorunu gidermenin ve azaltmanın birçok yolu vardır ama bunun en önemlisi ağız hijyenine dikkat etmek, ve ağız sağlığı sorunlarımız var ise gerekli tedaviyi görmektir. Bunların yanı sıra bazı besinler, yiyecek ve içecekler ağız kokusuna iyi gelebilir ve kokunun gitmesine yardımcı olabilir. Ağız kokusuna faydalı yiyecekler şunlardır:

  1. Nane: Ferahlatıcı bir etkiye sahiptir ve ağızdaki kötü kokuyu gidermede etkilidir. Taze nane yapraklarını çiğneyerek veya nane çayı içerek ağız kokusunu azaltabilirsiniz.
  2. Limon: Antibakteriyel özelliklere sahip olduğu için ağızdaki bakterileri azaltmaya yardımcı olabilir. Limon yemek veya limon dilimlerini çiğnemek, ağız kokusunu gidermeye yardımcı olabilir.
  3. Elma: Tükürük salgısını artırarak ağız kokusunu azaltabilir. Elma yemek, ağızdaki bakterileri temizler ve taze bir nefes sağlar.
  4. Yoğurt: Probiyotik içeriği sayesinde ağızdaki kötü bakterileri dengelemeye yardımcı olabilir. Doğal, şekersiz yoğurt tüketmek ağız sağlığını destekler ve ağız kokusunu azaltır.
  5. Tarçın: Antibakteriyel özelliklere sahiptir ve ağızdaki kötü kokuyu gidermede etkilidir. Tarçınlı çay tüketebilirsiniz.
  6. Maydanoz: Klorofil içeriğiyle kötü ağız kokusunu gidermeye yardımcı olabilir. Taze maydanoz yapraklarını çiğneyerek veya salatalarda kullanarak ağız kokusunu azaltabilirsiniz.

Bu yiyecekler, geçici olarak ağız kokusunu gideren yiyecekler olabilir, ancak ağız hijyenine ve diş sağlığına dikkat etmek uzun vadeli çözümler için önemlidir. Düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma ve diş hekimine düzenli kontroller yapma gibi iyi ağız hijyeni alışkanlıkları ağız kokusunu önlemeye yardımcı olacaktır.

Online Randevu Alın

.

Ağız Kokusu Yapan Yiyecekler

  1. Sarımsak ve soğan: Sarımsak ve soğan gibi güçlü kokulu sebzeler, sindirildiklerinde ağız kokusuna neden olabilirler. Bu yiyecekleri tüketirken ağız hijyenine dikkat etmek önemlidir.
  2. Baharatlı yiyecekler: Baharatlı yiyecekler, sindirim sistemindeki asiditeyi artırabilir ve bu da ağız kokusuna yol açabilir.
  3. Kafeinli içecekler: Kahve, çay gibi kafeinli içecekler, ağız kuruluğuna neden olabilir. Ağız kuruluğu, kötü kokuya neden olan bakteri oluşumunu artırabilir.
  4. Şekerli yiyecekler: Şekerli yiyecekler, ağızdaki bakterilerin çoğalmasına ve asit oluşumuna yol açabilir. Bu da ağız kokusunu artırabilir. Şekerli atıştırmalıklar yerine daha sağlıklı seçeneklere yönelmenizi öneririz.
  5. Alkol: Alkol, ağız kuruluğuna neden olabilir ve ağız kuruluğu da kötü koku oluşumunu artırabilir.

Ağız Kokusu Tedavisi

Ağız kokusu tedavisi, kokunun temel nedenini belirlemeyi ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamayı içerir. İlk adım, iyi ağız hijyenini sağlamaktır. Dişlerinizi düzenli olarak fırçalayarak ve diş ipi kullanarak yemek artıklarını temizleyin. Dil temizliği de ağız kokusunu azaltmada önemlidir. Dil üzerindeki bakteri birikimini önlemek için dil temizleme aracı veya diş fırçası kullanabilirsiniz. Ağız kuruluğu da kötü kokuya yol açabilir, bu nedenle bol su içmek önemlidir. Ayrıca, diş eti hastalıkları, ağız kokusuna neden olan faktörler olabilir. Bu nedenle, diş çürüklerinin tedavi edilmesi ve diş eti iltihabının kontrol altına alınması önemlidir. Ağız kokusu devam ederse veya şiddetlenirse, bir diş hekimine veya doktora danışmak önemlidir. Profesyonel bir değerlendirme, kokunun temel nedenini belirlemeye ve uygun tedavi planını oluşturmaya yardımcı olacaktır.

Zirkonyum Diş Kaplama Nedir?

Çeşitli teknik ve materyallerle gerçekleştirilen bu uygulamalardan biri de zirkonyum diş kaplama tedavisidir. Dişin üzerinde temizlenmesi gereken hastalıklı bir yapı varsa ya da travma nedeniyle kırık oluşmuşsa, bu doku kayıplarını telafi etmeye yönelik uygulanan zirkonyum kaplama tedavisi en ideal uygulamalardan biridir. Metal destekli kaplama çeşitlerinden olmaması sayesinde metal zeminli kaplamalara göre çok daha estetik ve doğal bir görünüm sağlar. Bu açıdan gülüş estetiği tedavileri kapsamında değerlendirilir.

Zirkonyum Diş Kaplama Nasıl Yapılır?

Kliniğimizde yaptığımız incelemeler doğrultusunda öncelikle zirkonyum kaplama tedavisinin gerekliliğini değerlendiririz. Hastamız açısından tedavinin uygun olduğu kanaatine vardığımız takdirde uygulama yapılacak diş bölgesini uyuşturma işlemini gerçekleştiririz; ardından dişlerde hazırlık aşaması olan şekillendirme işlemini uygularız. Böylelikle dişler ölçü alımına hazır hale gelir. Dişe tam oturacak şekilde estetik ölçülere sahip olan aynı zamanda çevre dokularla uyumlu olan bir restorasyon süreciyle kaplama dişleri hazırlarız. Kaplama dişler yapıştırılmaya hazır hale geldiğinde yapıştırma işlemini gerçekleştirerek tedaviyi tamamlarız.

Zirkonyum Kaplama Avantajları

Diş etleriyle son derece uyumlu olan doku dostu bir estetik diş ve gülüş tedavisidir. Zirkonyum kaplamalarla uyumlu bir birleşme gösteren diş etlerinde bu sayede diş eti hastalıkları görülme riski azalır ve diş etinde koyulaşmaya neden olmaz. Diş temelinde metal olmadığı için yüzeyde mat bir görünüm oluşmaz ve özellikle ön dişlerde elde edilen transparan görüntü, dişin doğal ve estetik duruşunu pekiştirir. Diş yüzeyinde lekelenmeler en aza iner ve diş hassasiyeti oluşmaz.

Zirkonyum Diş Kaplamaları Özellikleri

  1. Doğal görünümlüdür, yapay görünmez gülüş estetiği için çok önemlidir.
  2. Zirkonyum dişlerde renk değiştirme en aza iner çay, kahve, sigara gibi dişlerin rengini değiştiren besinlerden oldukça az derecede etkilenir.
  3. Düzenli şekilde kontrolleri sağlandığı taktirde uzun süreler ağızımda kullanabiliriz.
  4. Oksitlenme ve korozyona karşı dirençlidir
  5. Herhangi bir metal yapı içermezler
  6. Işığı geçiren bir yapıya sahiptir bu sayede doğal görünür.
  7. Düşük seviyede ısı geçirgenliği sayesinde dişte hassasiyet yaratmaz.
  8. Doku dostu diş eti ile uyumludur.
  9. Aşınmalara ve kırılmaya karşı dayanıklıdır.
  10. Ağzınızda koku oluşturmaz tat bırakmaz.

Zirkonyum Diş Ömrü

Diş kaplamalarının ömrünü etkileyen en önemli faktörlerden biri düzenli ve doğru ağız hijyenidir. Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak, diş ipi kullanmak ve diş hekiminizin tavsiyelerine uygun şekilde temizlik yapmak zirkonyum kaplamaların dayanıklılığını artırabilir. Bu şartlara uygun bir zirkonyum dişin ömrü 20 yıla kadar sürebilir. Doktor Abdulkadir Narin’i tercih ederek daha sağlıklı ve gülüşünüz için en uygun zirkonyum diş kaplamasını yaptırabilirsiniz.

Zirkonyum Diş Kaplama Ne Kadar Zaman Alır?

Dişteki problemlerin tespiti ve giderilme süreci sonrasında dişler şekillendirilme işlemine tabi tutulur. Sonrasında alınan ölçülere göre zirkonyum kaplama dişlerin yapım aşaması başlar. Bu işlem 1 hafta kadar sürer. Bir haftanın sonunda hazır olan dişler 10-15 dakika gibi bir sürede dişlere yapıştırılır. Tedavi sonrasında hastalarımız aynı gün içerisinde günlük hayatlarına geri dönebilirler.

Zirkonyum Diş Teknolojisi Nedir?

Zirkonyum diş kaplama tedavisi iki yönde gelişim göstermektedir: bu gelişimlerden biri ölçü alma tekniklerindeki gelişimlerdir; diğeri ise kaplamanın üretim aşamasında meydana gelen gelişimlerdir. Her iki süreçte de artık yoğun olarak dijital imkânlardan faydalanılmaktadır. Bilgisayar destekli taramalarla elde edilen ölçülerdeki diş görüntüsü sayesinde tıpkı bireylerin parmak izlerinin yalnızca kendilerine ait olması gibi dijital araçlarla üretilen dişler de ölçümlerle birebir uyumlu olmaktadır. Bu aşamaların dijital destekli olması, manuel uygulamalardaki hata riskini ortadan kaldırır hem de tedavi süreçlerinin daha kısa sürede nihayetlendirilmesini sağlar. Bu bakımdan dijital destekli tedaviler kusursuz sonuçlar meydana getirmektedir.

Tek Bir Dişe Yapılabilir mi?

Yüzeyinde çürük ya da kırık oluşmuş bir tek dişin varlığında diğer dişlerle estetik ve yapı itibariyle bütünlük sağlanacak şekilde zirkonyum kaplama tedavisi uygulamak mümkündür. Bu uygulama sayesinde estetik fark oluşmaksızın tek dişe kaplama uygulaması yapabilmekteyiz.

Online Randevu Alın

.

Dişimizde Kırık veya Çürük Varsa Yapılabilir mi?

Tedavi uygulanacak bölgedeki mevcut çürük ya da kırığın ne ölçüde derinlik kazandığı bu tekniğin uygulanması noktasında belirleyici faktördür. Bazı durumlarda farklı alternatif çözüm yollarını tercih edebilmekteyiz. Fakat dişi zayıflatacak bir doku kaybına neden olan çürük ya da kırık mevcudiyeti söz konusu ise zirkonyum diş kaplama tedavisi elzem hale gelmiş demektir.

Zirkonyum Diş Kaplama Fiyatları

Zirkonyum Kaplama Fiyatları 2024 Dt. Abdulkadir Narin tarafından kişiye özel olarak tasarlandığı için değişiklik göstermektedir. Yapılacak olan tedavi kapsamında kişiden kişiye göre ve çalışılan laboratuvar nedeniyle değişiklik göstermektedir. En kaliteli ve doğal görünüme sahip olan zirkonia maddesinden elde edilen hastalarımıza tavsiye ettiğimiz en estetik diş kaplama çeşitlerinden bir tanesidir.

Instagram adresimizde daha önce yaptığımız before/after tedavi fotoğraflarımıza göz atabilirsiniz.

Zirkonyum Diş Doğal Görünür mü?

İçerdiği materyal sayesinde doğal diş görünümü elde etmede son derece başarı sağlar. Özellikle ışık geçirgenliği ve diş uçlarına doğru şeffaflaşması sayesinde doğal dişlerden ayırt edilemez bir görüntü sergiler. Ayrıca metal zeminli bir kaplama yöntemi olmadığı için zamanla grileşme ve diş etlerine koyu renk yansıması gibi estetik problemler oluşmaz.

Zirkonyum Diş Kaplama Metal Destekli Porselen Kaplamadan Neden Daha Pahalıdır?

Bunun daha pahalı olmasının temel nedeni gerekli olan rafine iş gücünde kaynaklanmaktadır. Zirkonyum materyali daha yüksek teknolojik alt yapılar gerektirmesinden dolayı daha maliyetli olarak üretilmektedir aynın zamanda bu materyali istediğimiz estetik sonuçta hazırlayabilen istediğimiz adaptasyon özelliklerini hazırlayabilen iş gücü daha maliyetli bir faktör olarak burada karşımızda bulunmakta. Kısacası eski teknoloji ve yeni teknoloji arasındaki maliyet farkından kaynaklanıyor diyebiliriz.

Lamina ve Zirkonyum Arasındaki Farklar Nelerdir?

Bu iki kaplama yöntemleri arasında pek çok farklılık mevcuttur fakat en belirgin olanı; zirkonyum kaplama dişin uygulanabilmesi için öncesinde dişlerde bir kesim işlemi yapılmalıdır. Eğer dişte restorasyon gerektiren durumlar varsa bölgeye zirkonyum kaplama tedavisini uygulamak daha sağlıklı ve yerinde bir yaklaşım olacaktır. Hâlbuki lamina diş kaplamada dişlerin boyutuna yönelik herhangi bir işlem yapılmamaktadır.

Merak ediyorsanız zirkonyum diş mi porselen diş mi? yazımıza da bakabilirsiniz.

Zirkonyum Yerine Lamina Neden Tercih Edilmemektedir?

Zirkonyum diş kaplama dişte çürük ya da kırılma olduğu durumlarda bir doku kaybı yaşanmışsa; dişin diziliminde bir bozukluk varsa; dişe kanal tedavisi uygulanmışsa bir zorunluluk haline gelmektedir. Tüm bu problemler giderilmesi gereken sağlık sorunları olması sebebiyle zirkonyum kaplamayı gerekli kılmaktadır. Hâlbuki lamina kaplamalar tamamıyla estetik amaçlar doğrultusunda uygulanır. Yani dişte sağlıksız bir doku varlığı söz konusu ise bu dişin kesilme işlemine tabi tutulmasına neden olur; fakat lamina kaplama bu doğrultuda uygulanan bir tedavi yöntemi değildir.

Diş Eti Kanseri Nedir?

Genellikle ağız içindeki diş etlerinde başlar ve zamanla komşu dokulara ve kemiklere yayılabilir. Tespit edilmesi zor bir hastalık değildir.

Belirtileri arasında diş etinde kanama, diş eti şişmesi, diş etinde renk değişikliği, ağrı, diş eti çekilmesi, dişlerde sallanma ve ağızda yara veya ülser gibi lezyonlar yer alabilir.

Nedenleri arasında sigara içmek, tütün ürünleri kullanmak, aşırı alkol tüketmek, kötü ağız hijyeni, İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu ve genetik yatkınlık gibi faktörler yer alabilir.

Tedavi, kanserin yayılım derecesine ve evresine bağlı olarak değişebilir. Erken evrelerde, kanserin çıkarılması ve çevre dokuların cerrahi olarak temizlenmesi yeterli olabilir. Daha ileri evrelerde ise kemoterapi, radyoterapi veya immünoterapi gibi tedaviler de gerekebilir.

Diş Eti Kanseri Belirtileri

Erken evrelerinde belirtileri genellikle fark edilmez veya hafif olabilir, ancak ilerleyen evrelerde şu belirtiler görülebilir:

  • Diş etlerinde kanama, şişme
  • İyileşmeyen ağız yaraları
  • Diş etlerinde renk değişikliği, beyaz veya kırmızı lekeler damakta ve dil altında oluşabilirler
  • Diş eti çekilmesi
  • Yutma güçlüğü
  • Boyunda şişlik
  • Ülser oluşumu
  • Ses değişikliği
  • Dişlerde sallanma

Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaklaşık iki hafta sürecek şekilde yaşıyorsanız, diş hekiminize başvurmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, diş eti kanserinin tedavi edilebilir olmasını sağlayabilir.

Diş Eti Kanaması Kanser Belirtisi midir?

Diş eti kanaması genellikle diş eti hastalıklarının bir belirtisidir ve çoğu zaman kanser belirtisi değildir. Diş eti hastalığı, diş etlerinde iltihaplanma ve diş eti çevresindeki dokuların tahrip olmasına denir. Diş eti hastalığı tedavi edilmezse, diş etleri kanamaya devam eder ve diş kaybına neden olabilir. Ancak, diş eti kanaması da diş eti kanserinin bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, diş eti kanaması yaşayan kişiler, diş eti kanseri gibi diğer olası hastalıkları da teyit etmek adına diş hekimleri tarafından muayene edilmelidirler.

Online Randevu Alın

.

Diş Eti Kanseri Teşhisi Nasıl Konur?

Kanserin teşhisi konulabilmesi için bir diş hekimi tarafından muayene edilmeniz gerekir. Muayene, diş eti kanseri şüphenelenildiği dokuların incelenmesi ve kanser hücrelerinin varlığının veya yokluğunun belirlenmesi için biyopsi yapılması ile gerçekleştirilir.

Diş Eti Kanseri Tedavisi

Kanserin boyutu, yayılımı ve evresine bağlı olarak değişebilir. Erken teşhis edilirse, tedavisi daha etkili olur. Tedavide kullanılan yöntemler arasında cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi ve immünoterapi bulunabilir. Erken teşhiste kanser çok yayılmamış ise ameliyat ile tedavi edilebilir. Ancak, kanser büyükse, boğaza kadar yayılmış ise ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi uygulanması gerekir. Tedavi sonrası takip, tedavinin önemli bir parçasıdır. Tedavi sonrasında düzenli kontroller ve takipler yapılması gereklidir. Doktor kontrollerinizi aksatmayın.

Diş Kökü Çürüğü Nedir?

Bu durumda, dişin üst kısmında bulunan mine ve dentin dokuları sağlıklı olsa da, dişin alt kısmında yer alan kök kısmı etkilenebilir. bu dokuları da aşan çürükler bu çürüğe sebep olur. Bazı diş eti hastalıkları diş köklerine yakın yerlerde bakteri biriktirir ve diş kökü çürüğüne sebep olur. Bu enfeksiyonlar, dişin kök kısmındaki dokularını çürütebilir ve dişin kaybedilmesine yol açabilir.

Diş Kökü Çürüğü Belirtileri

Belirtileri, genellikle diğer diş çürükleri belirtileriyle benzerlik gösterir. Ancak, diş kökü çürüğü daha ciddi bir durum olarak kabul edilir ve dişin kaybedilmesine yol açabilir. Belirtileri şunlardır:

  1. Ağrı: Dişin kök kısmında bulunan sinir uçlarına zarar verebilir ve bu da diş ağrısına neden olabilir. Ağrı, dişin altında yer alan dokuların enfeksiyonuna bağlı olarak şiddetlenebilir.
  2. Hassasiyet: Sıcak, soğuk veya tatlı yiyecek ve içeceklerin tüketimi sırasında dişte hassasiyet hissi ortaya çıkar.
  3. Şişlik: Diş etlerinde enfeksiyon ve inflamasyona neden olabilir, bu da diş etlerinde şişmeye neden olabilir.
  4. Diş eti kanaması: Diş kökü çürüğü nedeniyle diş etleri hassas hale gelebilir ve diş fırçalama veya diş ipi kullanma sırasında kanamaya neden olabilir.
  5. Diş renginde değişiklik: Dişin renginde değişiklikler görülebilir. Diş rengi sarıya veya kahverengiye dönebilir.
  6. Diş kaybı: Tedavi edilmezse, enfeksiyon ilerleyebilir ve dişin kaybına neden olabilir.

Eğer bu belirtilerden bir ya da birkaçından şikayetçi iseniz, diş hekimine başvurmanız gerekir. Eğer geç kalınmadı ise uygun tedavi yöntemi ile dişin eski sağlığına kavuşması mümkündür.

Online Randevu Alın

.

Diş Kökü Çürüğü Tedavisi

Diş kökü çürüğü tedavi yöntemleri, çürüğün derecesine ve ağız, diş genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Diş kökü çürüğü aşağıdaki tedaviler ile iyileştirilebilir.

  1. Kanal Tedavisi: Kök kanal tedavisi, çürük ilerlediğinde dişin kurtarılması için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, diş hekimi enfekte olan diş pulpasını çıkarır ve diş kök kanallarını temizleyerek ilaçlarla tedavi eder. Ardından, diş kök kanalları doldurulur ve diş koruyucu bir diş dolgusu ile restore edilir.
  2. Diş Çekimi: Çürük çok ilerlemişse ve kök kanal tedavisi mümkün değilse, diş çekimi gerekebilir. Diş çekimi işlemi ağız hissisleştirilerek gerçekleştirilir.
  3. Diş Restorasyonu: Dişin mine, dentin tabakalarını etkilemediyse, yani çürük çok derin ve büyük değilse, diş hekimi dişi dolgu ile kanal tedavisi yapmadan iyileştirebilir.
  4. Periodontal Tedavi: Diş eti hastalığına veya diş eti çekilmesine bağlı olarak oluşmuşsa, periodontal tedavi gerekebilir. Bu tedavi, diş etlerini ve dişlerin etrafındaki kemik dokusunu tedavi etmek için kullanılır.

Tedavisi, dişin durumuna ve enfeksiyonun yayılım derecesine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, en iyi tedavi yöntemini belirlemek için bir diş hekimine başvurmak önemlidir.

Diş Şeffaflaşması Nedir?

Bu durum dikkate alınması gereken bir durumdur. Başta sizi rahatsız etmez ama bu durum ileride diş ağrısı ve dişte hassasiyet yapacaktır. Dişinizde böyle durumlar gözlemliyorsanız bir diş hekiminden randevu almanızı öneriyoruz. Diş şeffaflaşması diş minesi ile alakalı bir durumdur ve çoğu kişinin de bildiği üzere diş minesi dişler için çok önemli bir savunma mekanizmasıdır. Diş minesinde oluşan hasar ve aşınmalar diş şeffaflaşmasına sebep olur. Diş şeffaflaşması olduğunda dişin ağrımasının ve hassasiyet durumu göstermesinin sebebi de budur diş minesinin zarar görmesi. Diş minesini güçlendirmenin yöntemleri vardır, diş minesi güçlendirme yöntemleri ile ilgili yazımızı okuyarak konuda bilgi sahibi olabilirsiniz.

Diş Şeffaflaşması Neden Olur?

Diş Şeffaflaşması diş minesinin aşınması ile meydana gelmektedir. Peki diş minesi nasıl aşınır ve diş şeffaflaşması neden olur? Sizler için sebeplerini aşağıda listeledik.

  1. Doğal Diş Yapısı: Her bireyin diş yapısı farklıdır. Bazı insanların dişleri doğal olarak daha ince mine tabakasına sahip olabilir.
  2. Diş Aşınması: Uzun süreli ve aşırı diş fırçalama, yanlış fırçalama tekniği veya sert diş fırçalarının kullanımı, dişlerde mine aşınmasına yol açabilir.
  3. Asidik Gıdalar: Bol asit içeren gıdalar ve içecekler tüketmek, diş minesine asidik etkiler yapabilir. Örneğin meyve suları, kola turunçgiller, gazlı içecekler gibi gıdalar diş mine tabakasını aşındırabilir ve dişlerin şeffaf görünmesine neden olabilir.
  4. Diş Yaralanmaları: Dişlere gelen darbeler veya travmalar sonucunda, mine tabakasında hasar oluşabilir. Dişin mine tabakası zedelendiğinde, alttaki dentin tabakası daha belirgin hale gelir ve diş şeffaf bir görünüm kazanabilir.
  5. Diş Erozyonu: Kronik asitli reflü, bulimia veya bazı mide rahatsızlıkları gibi durumlar diş erozyonuna neden olabilir. Bu da diş minesi üzerinde aşınma ve şeffaflaşmaya yol açabilir.

Diş Şeffaflaşması Nasıl Önlenir?

  1. Dişlerinizi düzenli ve doğru bir şekilde fırçalayın. Diş fırçalama teknikleri için sayfamıza göz atın.
  2. Diş fırçanızı çok sert kullanmayın yumuşak kıllı bir diş fırçası tercih edebilirsiniz
  3. Diş minesine zarar veren asidik gıdaları sık sık tüketmekten kaçının
  4. Diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi problemleriniz var ise gece plağı kullanın
  5. Dişlerinizi dişinize gelebilecek travmalara karşı koruyun
  6. Şekerli yiyecek ve içecek gıdaları çok sık tercih etmeyin
  7. Bol bol su için

Online Randevu Alın

.

Diş Şeffaflaşması Tedavi Yöntemleri

Diş eğerki diş minesini kaybettiyse maalesef diş minesini geri getiremeyiz. Diş minesi kaybı dişte kalıcıdır. Şeffaf, yarı saydam gözüken dişlerinizin görüntüsünden rahatsızsanız kozmetik diş tedavi yönlemleri dişinizi ve gülüşünüzü daha güzel kılar ve aynı zamanda dişinizi güçlendirir. Diş hekiminiz dişiniz için en uygun tedaviyi seçecektir.

Bonding

Bonding tedavisinde diş hekimi dişinize dişinizin renginde bir kompozit dolgu yapacaktır bu sayede dişinizin şeffaflığı gidecek ve dişiniz daha dayanıklı olacak.

Diş Şeffaflaşması Nedir?

Diş Kronu(Crown)

Diş kronu tedavisinde dişin tamamı kaplanır, diş şeffaflığı görünen dişinize bir şapka misali bir diş kaplaması takılır. Bu sayede diş minesi zarar görmüş dişiniz hem daha sağlam hemde estetik açıdan daha güzel görünecektir. Bu tedavide klinik olarak zirkonyum diş kaplamasını öneriyoruz.

Diş Şeffaflaşması Nedir?

Diş Kaplamaları

Diş kaplamaları kron kaplamaların aksine dişin tamamını kaplamazlar sadece dişin ön yüzeyini kaplar. Bu tedavide aynı şekilde dişinizin görünüşünü iyileştirip dişinizi sağlamlaştıracaktır. Dişiniz için en iyi diş kaplamasını dişinizin durumuna göre diş hekiminiz seçecektir. Eğer diş kaplaması yapılacak ise ve en iyi sonuç isteniyor ise klinik olarak Lamine diş kaplamalarını öneriyoruz.

Diş Şeffaflaşması Nedir?

Diş Uçlarının Şeffaflaşması İçin Evde Yapılabilecekler

Evde diş şeffaflaşmasını tamamen tedavi etmek mümkün olmasa da, aşağıdaki adımları takip ederek şeffaflaşmayı azaltabilirsiniz:

  • Su için
  • Florürlü diş macunlarıyla ağız hijyenizi aksatmayın
  • Çok Şekerli ve asitli gıdaları azaltın
  • Şeker içermeyen sakız çiğneyin bu sayede ağızda tükrük oluşumu artacaktır

Diş Eti Ağrısı ve Sızlamasına Ne İyi Gelir?

Diş eti ağrısı veya sızlamasının kesin tedavisi için öncelikle bir diş doktoruna başvurmanız gereklidir. Diş doktorunuz ağrıya sebep olan durumu tedavi ettikten sonra diş eti ağrınız geçecektir. Peki diş eti ağrısına ne iyi gelir? İşte evde kolayca uygulayabileceğiniz ağrınızı hafifletebilecek bazı öneriler:

  1. Diş hekimine başvurun: Diş eti ağrısı devam ederse veya şiddetlenirse, bir diş hekimine başvurmanız önemlidir. Diş hekiminiz, diş eti hastalıkları, diş çürükleri veya diş apseleri gibi altta yatan sorunları tespit ederek uygun tedaviyi önerecektir. Dilerseniz Whatsapp üzerinden bize ulaşıp kolayca randevu alabilirsiniz.
  2. Ağız hijyenine dikkat edin: Diş eti ağrısının en yaygın sebeplerinden biri, kötü ağız hijyenidir. Dişlerinizi düzenli olarak fırçalayın, diş ipi kullanın ve ağız gargarası yapın. Böylece dişlerinizdeki plakları ve bakterileri uzaklaştırarak diş eti hastalıklarının önüne geçebilirsiniz.
  3. Soğuk kompres uygulayın: Diş eti ağrısı genellikle şişlik ve iltihaplanma ile birlikte görülür. Bu durumda soğuk kompres uygulamak, ağrıyı hafifletmek için etkili bir yöntem olabilir.
  4. Tuzlu suyla gargara yapmak: Tuzlu su, ağızda biriken bakterileri öldürerek diş eti ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bir bardak ılık suya bir çay kaşığı tuz ekleyin ve gargara yapın. Bu işlemi günde 2-3 kez tekrarlayabilirsiniz.
  5. Ağrı kesiciler kullanın: Hafif diş eti ağrıları için ağrı kesiciler kullanabilirsiniz. Ancak, ağrı kesiciler sadece geçici bir çözüm sunar ve altta yatan sorunu çözmez. Bu nedenle, ağrı kesicileri yalnızca bir diş hekimi tavsiye ettiğinde kullanın.

Sonuç olarak, diş eti ağrısı can sıkıcı bir durum olabilir. Ancak, yukarıda bahsedilen önerileri uygulayarak ağrıyı hafifletebilir ve sağlıklı bir ağız ve dişler için gerekli olan ağız hijyeninizi koruyabilirsiniz.

Online Randevu Alın

.

Diş Eti Sızlaması Neden Olur?

Diş eti sızlamasının en yaygın nedeni diş eti hastalıklarıdır. Bunun yanı sıra, diş eti sızlamasına neden olan diğer faktörler şunlar olabilir:

  1. Diş etlerinde yaralanmalar veya travmalar
  2. Diş fırçalama veya diş ipi kullanımı sırasında aşırı kuvvet kullanmak
  3. Dişler arasında sıkışan yiyecek artıkları veya plak birikimi
  4. Diş sıkma veya gıcırdatma (bruksizm) gibi çene kaslarının aşırı kullanımı
  5. Hormonal değişiklikler, özellikle hamilelik döneminde veya menopozda
  6. Bazı ilaçlar veya diğer tıbbi durumlar
  7. Diş eti çekilmesi
  8. Diş eti iltihabı
  9. Aftlar

Diş Eti Ağrısı Sebepleri Nelerdir?

Diş eti ağrısı, çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir. En yaygın sebepleri arasında diş eti hastalığı, diş sıkma veya gıcırdatma, diş fırçalamama ve diş ipi kullanmamaktan ötürü oluşan kötü ağız hijyeni, diş çekimi sonrası ağrı ve hassasiyet, diş eti enfeksiyonları, diş apseleri ve hormonal değişiklikler yer almaktadır. Ayrıca sigara içmek yanlış diş fırçalama tekniği, stres, beslenme alışkanlıkları diş eti ağrısına sebebiyet verebilir.

Hangi Durumlarda Diş Çektirilmemelidir?

Hamilelikte Diş Çekimi

Hamilelik sırasında diş çektirme işlemini genellikle önermeyiz. Hamilelik sırasında, vücut hormonal değişiklikler yaşar ve diş etlerinde şişlik ve kanama gibi problemler ortaya çıkabilir. Bu nedenle, diş çektirme işlemi hamilelik sırasında enfeksiyon riskini artırabilir ve bebeğin sağlığına zarar verebilir. Ayrıca anne üzerinde stres oluşturabilecek bir durum olduğu için genellikle doğum sonrasında dişi çekmek tercih edilir. Hamilelik sırasında diş çektirme işlemi ancak acil bir durumda gereklidir.

Kanama Bozukluklarında Diş Çekimi

Kanama bozuklukları olan hastalar, diş çektirme işlemi için uygun adaylar değillerdir. Kanama bozukluğu olan kişiler, diş çektirme işlemi sırasında aşırı kanama riski altındadır. Kanama bozukluğu olan hastaların diş çektirme işlemi yapmadan önce kan testleri yapmaları ve bir hematolog tarafından incelenmeleri gerekmektedir.

Diyabet Hastalarında Diş Çekimi

Diyabet hastaları, yaraların iyileşmesi daha yavaş olduğu için diş çektirme işlemi sonrası enfeksiyon riski daha yüksektir. Diyabet hastalarının, diş çektirme işlemi yapmadan önce şeker düzeylerinin kontrol altında olduğundan emin olmalıyız. İşlem sonrası iyileşme sürecinde ekstra özen göstermeleri gerekmektedir.

Kalp Hastalığı Olan Hastalarda Diş Çekimi

Kalp hastalığı olan hastaların diş çektirme işlemi sırasında kalp krizi geçirme riski daha yüksek olduğundan, bu hastaların öncelikle kardiyologları tarafından muayene edilmeleri gerekmektedir. Kalp hastalığı olan hastaların, diş çektirme işlemi yapmadan önce kan sulandırıcı ilaçlarını doktoruna danışarak kesmeleri gerekebilir.

Kemoterapi ve Radyasyon Tedavisi

Kemoterapi ve radyasyon tedavisi gören hastalar, diş çektirme işlemi için uygun adaylar değillerdir. Kemoterapi ve radyasyon tedavisi, vücudun enfeksiyonlarla mücadele etme yeteneğini zayıflattığı için, diş çektirme işlemi sonrası enfeksiyon kapma olasılığı çok yüksektir.

Diş Neden Çekilir?

Dişlerin çekilmesinin nedenleri arasında diş çürüğü, diş eti hastalıkları, travma, çene bozuklukları gibi çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu durumlar dişlerin hasar görmesine veya diş köklerinde zarar oluşmasına sebep olabilirler. Dişin çekilmesi işlemi lokal anestezi altında yapılır ve diş eti bölgesi iyileşmesi birkaç gün sürebilir. Ağrı kesici, antibiyotik veya anti-inflamatuar ilaç kullanımı, diş çekimi sonrasında ağrı ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir.

Online Randevu Alın

.

Diş Çekimi Tarihe mi Karıştı?

Diş çekimi, hala diş hekimliğinde yaygın bir işlemdir ve birçok durumda gerekli olabilir. Ancak modern diş hekimliği teknikleri ve diş bakımı yöntemleri sayesinde, diş çekimini gerektiren durumlar azalmıştır. Örneğin, diş çürükleri erken teşhis edilirse, çürük dişlerin dolgu, kaplama(Veneers) veya kanal tedavisi(Endodonti) ile korunması mümkündür. Ancak bazı durumlarda, diş çekimi hala gerekli olabilir. Örneğin, diş köküne kadar ilerlemiş bir çürük veya travma sonucu ciddi bir hasar görmüş dişler çekilebilir. Bunun yanı sıra, bazı insanların çene yapısı veya dişlerinin konumu nedeniyle diş çekimi gerekebilir. Bu durumda, modern diş hekimliği teknikleri sayesinde diş çekimi işlemi çok daha kolay ve daha az ağrılı hale gelmiştir. Eğer diş çekimi sonrasında ağrı çekiyorsanız ilgili yazımızı okuyabilirsiniz. Özetle, diş çekimi hala bir diş hekimliği prosedürüdür ancak modern diş hekimliği teknikleri ve diş bakımı yöntemleri sayesinde diş çekimini gerektiren durumlar azalmıştır.

Diş Çekiminin Dezavantajları

Diş çekimi, bazı durumlarda gereklidir ancak bu işlemin bazı dezavantajları da vardır. İşte diş çekiminin dezavantajlarından bazıları:

Diş kaybı: Diş çekimi sonrası, diş kaybı oluşur ve bu dişin yerini doldurmak için implant, köprü veya protez gibi tedaviler gerekebilir.
Çene kemiği kaybı: Diş çekimi sonrası, çene kemiği kaybı oluşabilir. Çene kemiğinin kaybı, yüzün şeklini değiştirebilir ve diğer dişlerin kaymasına neden olabilir.
Ağrı ve rahatsızlık: Diş çekimi sonrası, ağrı, şişme ve rahatsızlık yaşanabilir. Bu durum, birkaç gün veya hafta sürebilir ve ağrı kesici, antibiyotik veya anti-inflamatuar ilaçlar kullanılarak kontrol altına alınabilir.
Diğer dişlerin kayması: Çekilen dişin yanındaki dişler, boşluğu doldurmak için hareket edebilir ve bu durumda diğer dişlerin kayması ve çarpıklık oluşabilir.
Özetle, diş çekimi işlemi bazı dezavantajlarına sahiptir ve diş hekimlerimiz, diş çekiminin alternatif tedavileri hakkında hastalarını bilgilendirmektedir. Ancak bazı durumlarda diş çekimi, diğer tedavilere göre daha uygun ve etkili bir seçenek olabilir.

Diş Çekiminin Alternatif Yöntemleri

Diş çekimi, diş hekimliği pratiğinde hala bir tedavi seçeneği olsa da, modern diş hekimliği teknolojisi sayesinde birçok alternatif yöntem mevcuttur. Alternatif yöntemlerinden bazıları:

Diş Dolguları: Diş çürüklerini tedavi etmek için dolgu kullanılabilir. Dolgu, dişteki çürüğü temizleyerek ve dişe özel bir malzemeyle doldurarak dişin korunmasına yardımcı olur.
Kanal tedavisi: Dişin içindeki sinir ve dokuların çıkarılarak, temizlenerek ve doldurularak yapılan bir işlemdir. Kök kanalı tedavisi, dişin çekilmesine gerek kalmadan dişin korunmasına yardımcı olabilir.
Diş Kaplamaları: Kaplama, dişlerin üst kısmına yerleştirilen bir kapak veya kaplama olarak tanımlanır. Bu yöntem, dişin şeklini ve rengini değiştirerek çürükleri veya diğer hasarları kapatabilir.
İmplant: İmplant, dişin çekilmesi sonrası kaybedilen dişlerin yerini almak için kullanılan bir yöntemdir. Çene kemiğine vida gibi bir dental aparat yerleştirilir, bu implantın üstüne diş takılır ve doğal diş gibi işlev görür.
Ortodontik tedaviler: Dişlerin konumunun düzeltilmesi için ortodontik tedaviler kullanılabilir. Braket, tel veya şeffaf plaklar gibi cihazlar kullanılarak dişlerin doğru konuma getirilmesine yardımcı olunur.
Bu alternatif yöntemler, diş çekiminin yanı sıra birçok diş probleminin tedavisinde kullanılabilir. Diş hekimlerimiz, hastaların diş problemlerini değerlendirerek, uygun tedavi seçeneklerini sunuyoruz.