Diş Estetiği İle Gençleşmek Mümkün
Diş Estetiği ile Gençleşmek, sağlıklı ve estetik yapıya sahip dişler, bireylere fizyolojik ve ruhsal açıdan pek çok fayda sağlar. Estetik bir ağız yapısı, estetik diş ve dudaklar güzel gülüşün temel taşlarıdır. Estetik bir gülüşe sahip olan bireyler ise bu sayede daha dinamik ve daha genç bir görüntüye sahip olurlar.
Diş Estetiği ile Gençleşmek; Güzel ve estetik bir gülüş sayesinde bireyler etrafa pozitif bir etki yayarken, aynı zamanda daha güçlü ve sağlıklı iletişim kurabilirler.İnsanın yaşı kaç olursa olsun şayet güzel ve estetik bir gülüşe sahipse, gülüşü tüm yıllanmışlıkların önüne geçer. Estetik gülüş ise varlığını sağlıklı, estetik görünümlü dişlere ve diş etlerine borçludur. Bu açıdan daha genç bir görünüme sahip bireyler estetik gülüşleriyle bu sonucu elde ederler; estetik gülüşler ise pembe ve beyaz estetik sayesinde var olur.
Beyaz estetik, tamamıyla dişlere yönelik yapılan estetik diş tedavilerinin bütününe verilen isimdir. Pembe estetik ise diş estetiğinin kalitesini büyük ölçüde etkileyen ve başrollerden birine sahip olan diş eti estetiğine yönelik yapılan estetik tedavilerin genel adıdır.
Bu bağlamda diş estetiğini yalnızca dişlere yapılan estetik müdahalelerle sınırlandırmak eksik olacaktır; diş estetiği beyaz estetik ve pembe estetik uygulamalarının bütününü işaret etmektedir.
Beyaz Estetik İle Gençleşmek Mümkün
Beyaz estetik kapsamında yapılan diş beyazlatma, zirkonyum diş kaplama, lamina veneer ya da yaprak porselen diş kaplama, implant diş tedavileri, bonding estetik diş dolgusu ile dişlerde oluşmuş sararmalar varsa ya da diş eksikliği mevcutsa; diş yüzeylerinde aşınma oluşmuşsa; bu problemler giderilerek gülüş estetiği sağlanır ve hastalar daha genç bir yüz ifadesine kavuşur.
Dişlerdeki aşınmaların ya da noksanlıkların çeşitli bonding dolgu, artenemal tekniği ve implant tedavi yöntemleri ile ortadan kaldırılması ile çenede ve dudaklarda yaşanan çöküntüler de ortadan kalkar. Diş beyazlatma ve bleaching yöntemleri ile ışıltılı ve estetik görünüm elde edilir; böylelikle görünümde de gençleşme sağlanır.
Pembe estetik ile gülüş estetiğinin önemli bir aşaması olan diş eti estetiği sağlanır. Diş etinin estetik görünüme sahip olması genel ağız ve diş estetiğinin kaderi üzerinde belirleyici vasfa sahiptir çünkü pembe estetiğin sağlanmadığı bir ağızda diş etleri estetik açıdan dişlerin de görünümüne gölge düşürür. Bu nedenle beyaz estetiğin ön şartı pembe estetik tedavilerini de uygulamaktır. Pembe estetik, beyaz estetik tedavilerinden başarı elde etmenin yolunu açar. Dolayısıyla pembe estetik de diş estetiği ile gençleşmenin anahtar formüllerinden biridir.
Gülüş Estetiği Tedavileri ile Genç Görünmek
Diş ve diş etinde meydana gelen estetik bozukluklar; dişlerde mevcut olan aşınmalar ya da diş noksanlıkları; sararmış ya da taş oluşumu meydana gelmiş dişler estetik görünümlerini yitirdikleri gibi tüm yüzün genel görünümüne tesir edeceği için bireyleri olduğundan daha yaşlı gösterebilmektedir.
Diş eksikliği mevcutsa çenenin duruşunda birtakım deformasyonlar meydana gelebilmekte; yanaklarda ve dudaklarda çökmeler oluşabilmektedir. Bunun sonucunda yüz hatları sahip oldukları formu kaybetmekte; dudaklar dolgunluğunu yitirmekte ve yaşanan çöküntüler sebebiyle bireyler olduklarından daha yaşlı bir görünüme bürünmektedir.
Diş eksikliği ya da aşınma sonucu yaşanan çöküntüler yüz estetiğinin en belirleyici noktalarından olan dudaklarda şekil bozuklukları meydana getirir. Ayrıca sararan dişleri ya da estetik olmayan diş etleri nedeniyle gülerken ağzını gizleme ihtiyacı duyan bireyler, bu bağlamda kendilerini kısıtlama yoluna gidebilir. Tüm bu olumsuzluklar bireylerin sosyal hayatlarını daha renksiz ve keyifsiz kılabilecek etmenlerdir.
Biz klinik olarak bunun farkındalığıyla hastalarımızın bu hoşnutsuzluğunu gidermek ve onlara yakışacak en estetik gülüşü kazandırmak için en etkili ve başarılı tedavi yöntemlerimizle gülüş profesyonelleri olarak yanlarında oluyoruz. İyi ve estetik bir gülüş bireylerin yaşını önemsiz kılar; esas olan her daim estetik ve enerjik bir şekilde gülümseyebilmektir.
