Makaleler

Çocuk Diş Hekimliği

Çocuk Diş Hekimliği (Pedodonti)

Çocuk diş hekimliği (pedodonti), çocuk gelişiminin her evresine uygun diş ve ağız sağlığına yönelik tedavi yöntemlerinin genel adıdır. Çocuk diş hekimliği bünyesinde tercih edilen tüm yöntemler, çocukların yaş aralıklarına bağlı olarak değişen fizyolojik ve psikolojik gelişmelere bağlı kalınarak tercih edilir. Bu tedavi yöntemleri süt dişlerin ilk sürmeye başladığı dönem ile ergenlik çağına kadar olan süreci kapsar.

Çocuk diş hekimliği yöntemlerinin başlıca hedefi daimi dişlerden önce süren süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda muhafaza edilmesini sağlamaktır. Süt dişlerinin sağlıksız olması ya da kaybedilmesi durumunda ise daimi dişlerin sağlığını riske etmemesi adına önlem almaktır. Yani çocuk diş hekimliği yöntemleri ile süt dişlerin sağlığı muhafaza edilerek daimi dişlerin de sağlıklı bir şekilde ağız içinde sürmesi hedeflenmektedir.

Süt Dişlerinin Önemi

Bebeklik döneminin genel olarak ilk altı ayı içerisinde sürmeye başlayan süt dişleri, daimi dişler ağızdaki yerini alıncaya dek çocukluk döneminde bireylere eşlik ederler.

Bu açıdan süt dişleri hem gelişim döneminde ve daimi dişlerin varoluşlarına bir bakıma şekil vermeleri nedeniyle kendileri kalıcı olmasa da etkileri bakımından kalıcı olabilmektedir.

Genel kabul üzerine Süt dişleri ilk olarak bebeklerin ağzında 5-6.aylarda sürmekte olup son sürenleri 24-30.aylar arasında ağızdaki yerini almaktadır. Gelişim çağında kazanılan pek çok beceri vardır; bunlar çiğneme, konuşma gibi fonksiyonlardır.

Tüm bu fonksiyonların eksiksiz bir şekilde gelişim gösterebilmesi için sağlıklı bir ağız ve diş yapısı gereklidir. Genel ağız sağlığı bakımından yaşanan olumsuzluklar bu kabiliyetlerin gelişmesini ve işlemesini de sekteye uğratacaktır.

Gelişim sürecinde meydana gelen fizyolojik rahatsızlıklar ise birey olma yolunda ilerleyen çocuklarda psikolojik travmalara sebebiyet verebilmektedir. Hele ki yüzün estetik bütünlüğü açısından belirleyicilik vasfı olan ağız sağlığı ve estetiği hususunda yaşanılan problemler. Çocuklarda özgüven yetersizliği, içe kapanık olma ve kronik huzursuzluk gibi sağlıksız ruh hallerine sebebiyet verebilmektedir.

Süt Dişleri Neden Önemlidir?

Süt dişlerinin kırılması, çürümesi veya bir sebeple kaybedilmesi halinde beslenme sorunları ortaya çıkacaktır; beslenmenin ise çocuk gelişimi üzerinde belirleyici rol üstlenmesi bakımından yetersiz olduğu durumlarda gelişim problemleri meydana gelecektir. Çünkü sağlıksız beslenme, sağlıksız gelişim sürecini doğurur. Süt dişlerinin en önemli vazifelerinden biri ise arkasından gelecek olan daimi dişler için rehberlik yapmasıdır.

İşte, tam bu hususta toplumsal bir yanılgı söz konusu olmaktadır. Süt dişlerinin daimi olmaması nedeniyle çok fazla önemsenmemesi ağız sağlığı yönünden olumsuz neticeler doğuran bir yanılgıdır. Hâlbuki süt dişleri daimi dişlerin germini muhafaza ederek onların sağlıklı bir şekilde vakti geldiğinde ağızda sürmesinde yol göstericilik vazifesini üstlenir.

Süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda tutulması sayesinde daimi dişler de doğru bir şekilde konumlanır ve estetik bir diş dizilimi sağlanır. Ama süt dişlerinin erken kaybedilmesi durumunda diğer dişler eksilen dişin meydana getirdiği boşluğa doğru kayar ve sonuç olarak diş dizilimi bozulur. Arkadan gelecek olan daimi dişler de bu şartlarda doğru bir şekilde konumlanamaz ve dişlerin genel estetik dizilimi kaybedilir.

Süt Dişlerin Erken Kaybı Sorunu

Ankara Üniversitesi’nde yapılan araştırmada ortodontik diş teli tedavisi gören beş bin hastanın %87’sinin süt dişini erken kaybetmiştir. Bu nedeniyle ortodontik problemler yaşadığı ve bu nedenle ortodontik diş teli tedavisi gördüğü tespit edilmiştir.

Bu araştırma sonucu bizlere süt dişlerin önemini apaçık bir şekilde göstermekte ve daimi dişlerin kaderini ne ölçüde etkilediğini ispat etmektedir. Bir bakıma diyebiliriz ki süt dişler, daimi dişlerin kaderini belirlemede etken bir faktördür.

Süt Dişlerine Yönelik Tedavi Yöntemleri

Klinik olarak genel yaklaşımımız öncelikle ebeveynlere süt dişlerinin önemini açıklamakla birlikte süt düşlerinin mevcudiyetini korumaya yönelik gerekli bakımların yapılması hususunda onları teşvik etmektir. Fakat süt dişlerinin çürümesi ya da herhangi bir sebeple kaybedilmesi durumunda açılan diş boşluğunu diğer dişlerin diziliminin bozulmaması adına “yer tutucu” denilen yöntemle doldurmak elzem hale gelmektedir.

Bu sayede diğer dişlerin ve gelecek olan daimi dişlerin konumu muhafaza edilir. Aksi takdirde ilerleyen zamanlarda bu gibi problemlere maruz kalmış bireylerin büyük çoğunluğunda diş teli kullanımı gerekebilmektedir.  Bir diğer uygulama ise diş yüzeylerinde çürük ve plak oluşumunu engellemeye yönelik yapılan “fissur örtücü” denilen yöntemdir.

Bu yöntem sayesinde hem süt dişleri korunur hem de daimi dişlerin sürme aşamasında meydana gelebilecek çürük oluşumlarının önüne geçilir.

Süt Dişleri Tedavi Edilmeli midir?

dSüt Dişleri Tedavi Edilmeli midir? Süt dişlenme dönemi ve karma dişlenme dönemi gelişimin en aktif olduğu döneme denk gelmektedir. Bu yüzen gelişimin bu ilk döneminde süt dişlerinin oldukça önemi büyüktür. Eğer ki çürürmüş veya başka başka bir probleme maruz kalmış süt dişleri tedavi edilmezse birçok problemle karşılaşabilmekteyiz. Örneğin bir dişin yüzeyinde oluşan çürük tedavi edilmediği sürece yanındaki dişlere yanındaki dişleri de etkileyerek o dişlerin de çürümesine neden olabilir.

Tedavi edilmediği için çekilmek zorunda kalan süt dişi ile karsı karsıya kalırsak çekimden sonra süt dişleri gerekli vazifelerini yerine getiremediği için altından gelecek dişin sürmesine rehberlik edemeyiz. Bu sebeple gelen diş çapraz bir konumda sürer ve ağızda çapraşık dişlerin oluşmasına neden olabilir. Süt dişlerinin zamanında tedavi edilmemesi çocukta ağrı veya hassasiyet gibi sorunlara neden olabilir. Bu da çocuklarda dişle ilgili konularda olumsuz fobilerin gelişmesine neden olabilir. Ağız içersinde oluşan herhangi bir çürük veya başka bir problemin agız kokusu yapması çocukta olumsuz psikolojik etkilere de neden olabilir.

Online Randevu Alın

.

Çocuklarda Diş Bakımı

Gelişim çağındaki çocuklar hem bilişsel yönden hem de el kabiliyeti yönünden verimli bir diş bakımı sağlayamamaktadır. Bu nedenle özellikle 5 yaşa kadar olan süreçte ebeveynlerin çocuklarının diş bakımını üstlenmeleri doğru ve sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.  Ek gıdaya geçiş sürecinde ağız içinde yemek artıkları oluşacağı için ağız çevresini ıslak bir tülbent yardımıyla temizlemekte fayda vardır.

Gelişimi devam eden yapılacak en büyük iyilik onlara doğru diş bakımı ve ağız hijyeni konusunda hassasiyet aşılamak, bakım alışkanlığı kazandırmak olacaktır. Bu hassasiyete sahip çocuklar diş bakımı konusunda daha özenli bireyler olacağı gibi diş tedavileri ve diş hekimi muayenesi açısından da önyargısız bireyler olarak gelişim göstereceklerdir. Çocukların 1 yaşında diş hekimi ile tanıştırılmaları yanlış uygulamalar konusunda aydınlatılmak adına faydalı olacaktır.

Bilhassa ebeveynler biberon çürüklerine karşı uyarılmalıdır. Bunu destekleyici vasfa sahip başka bir doğru yaklaşım ise çocukların 3-4 yaşında diş hekimi muayenesi ile tanışmalarıdır. 3-4 yaşlarında çocuğun tekrar muayeneye götürülmesi koruyucu önlemler açısından önemlidir. Bu süreçte ebeveynlere çocuklarının dişlerini otomatik diş fırçaları ile fırçalamaları tavsiye edilebilir. Çocuklar için üretilen diş macunu yine diş bakımı açısından önemlidir.

Ebeveynler diş hekimi tarafından doğru uygulamalarla yönlendirilmelidir. Çocuklar da ileride oluşabilecek diş tedavisi korkularına karşı önyargısız olarak büyüyecektir. Yine diş hekiminin dişlere uygulayacağı fissur örtücü tedavisi gelişim çağında yaşanabilecek diş çürüklerine karşı kalkan görevi üstlenecektir.

Fissür Örtücü Nedir?

Dişlerin çiğneyici yüzeylerinde olan girintili çıkıntılı yapılara fissür adı verilir. Bu yapılar yemek artıklarının en çok biriktiği ve burda kalan yemek artıklarının bakterilere beslenme kaynağı olduğu yerlerdir. Fissürleri örtmek için bu noktaların üzerine sürülen şeffaf veya beyaz akışkan maddelere fissür örtücüler denir. Fissür örtücüler akışkan olduğu için fissürlerin çukur yapısının en ince noktasına kadar girerek dişin yüzeyini çürük oluşumunu engellemek amacıyla korur. Fissür öttücü uygulaması çok basit işlemler olup tek seansta uygulanabilir. Hastanın, çocuğun hiçbir sekilde ağrı ve ya çekince duymasını gerektiren işlemler değildir. Fissür örtücüler üzerinde fissür olan bütün dişlere uygulanabilir. Yani fissürlere sahip olan büyük azı ve küçük azı dişlerine uygulanabilir. Fissür örtücü uygulamak için hiçbir yaş aralığı yoktur.  Büyüklere de fissür örtücü uygulandığı gibi dişlerin ilk sürmeye başladığı dönemde uygulanması dişlerin çürük oluşumuna engel olması acısından oldukça önemlidir. 6 yaşında sürmeye başlayan azı dişleri fissür örtücü uygulayarak çocukların diş hekimliğiyle olumsuz bir işlem yaşamadan tedavilere başlanması çocuklarada olumlu katkı sağlayacaktır.

Yer Tutucu Nedir?

Çeşitli sebeplerle erken süt dişi kaybına uğramış durumlarda süt dişinin çekilmesi altından gelecek olan dişin yerini koruyamaması anlamına gelmektedir. Ve çekilen süt dişinin olduğu bölgeye doğru yandaki dişler devrileceği için alttan gelen dişin sürebileceği yeterli bir alan bulunmamasına neden olur. Bu yüzden erken süt dişi kaybı yaşandığı dönemlerde yandaki dişlerin oraya devrilmesini engellemek amacıyla sabit yer tutucu dediğimiz uygulamalar yapılmaktadır. Bu yer tutucu uygulamaları pasif olmakla beraber dişe hiçbir aktif kuvvet uygulamayıp sadece alttan gelecek olan dişin çene içersinde gerekli yerinin koruma amacıyla yapılmaktadır.

Yaşlara Göre Çocuklarda Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Çocuklarda büyüme gelişim dönemlerine göre ağız sağlığı bakımları da ceşitli farklılıklar göstermektedir. Bebek 1 yaşına gelene kadar ağız ve çevresinin ıslak bir tülbentle silinip temizlenmesi oldukça önemlidir. Bir 5 yaşındaki çocuk fonksiyonları gereğince ağız çevresinin yeterince temizleyememektedir. Bu dönemde ebeveynlerin çocukların diş fırçalamasını bizzat kendileri yapmaları gerekmektedir.

Bu dönem çocuklar için bir alışkanlık kazanma dönemi olduğu için ara ara çocuklara diş fırçalamanın nasıl olması gerektiği çocuk fırçayı eline alıp kendi dişlerini fırçaladığı sürece dönemlerde de ağız ve diş sağlığına oldukça önem gösterir. 6 yaşından sonra daimi dişler sürmeye başladığı zaman azı dişlerine fissur örtücü dediğimiz uygulamalar yapılarak çürüğe karsı önleyici bir işlem yapılmalıdır. 6-12 yaş arası yani karışık dişlenme dediğimiz dönemde süt dişleriyle daimi dişler ağız içersinde beraber bulunur. Bu dönemde süt dişlerini gerekli fizyolojik süreler boyunca ağızda tutulması gerekmektedir.

Biberon Çürüğü Nedir?

Ebeveynler, çocukların gelişim döneminde en çok çocukların beslenmesi konusunda önem vermektedir. Çocukların daha iyi beslenmesi için anne sütü veya verilen mamalara konulan sekerler ağız içersinde dişlerin yüzeyine yapışıp kalabilir. Eğer ki gece beslenme alışkanlığı olan çocuklarda daha kolay beslenmesi için biberonlara veya emziklerin ucuna bal veya reçel gibi seyler sürülebilir ebeveylerin yapmış olduğu en büyük yanlışlardan biri ise budur.

Gece boyu agız içersinde yerleşen seker dişlerin düz yüzeylerinde çürük oluşmasına neden olur. Biberon çürüğünün en belirgin özelliği dişlerin düz yüzeylerinde ortaya çıkmasıdır. Bu yüzden ebeveynlerin çocukları gece beslenme alışkanlığına alıştırmamasıdır. Daha kolay bir sekilde kabul etsin diye biberon ve emziklerin uçlarına tatlandırıcı bal şeker veya bunun gibi malzemeler sürerek çocuklarına teslim etmemesi gerekmektedir. Çocuklarını bu şekilde beslememesi gerekmektedir.

Çocukların Dişleri Neden Çürür?

Süt dişlerin mine ve dentinleri daimi dişlerin neredeyse yarısı kadardır. Aynı zamanda süt dişlerin içeriğindeki organik yapı daimi dişlere göre daha fazla olduğu için çürümeye daha yatkın ve daha meyillidir. Bu dönmede ebeveynlerin çocukların ağız ve diş sağlığına gerekli önemi göstermesi ve çocuklarını bu yönde motive ve teşvik etmesi oldukça önem kazanmaktadır. Bu dönemde ebeveynlerin yapmış olduğu bir yanlış ise beslenmelerini daha önemli görmeleridir. Ayrıca gece uyurken beslenmeleri daha rahat olsun diye biberona emziğine bal reçel gibi seyler sürüp bunları ağzına takmasıdır. Bu gece tükürük akışının daha az olduğu bir dönemde şekerle buluşan mikroorganizmaların daha hızlı bir şekilde çürüğe neden olmasına sebep olacaktır.

Bebeklerde Diş Çıkarmasının Belirtileri Nelerdir?

Diş çıkarma belirtileri dişin sürmesinde 1-2 ay önce ortaya çıkabilir. Bunların en bilineni bebekte kaşıntı duygusu, bulduğu her şeyi ağzına götürerek o kaşıntı belirtisini ortadan kaldırmak istemesidir. Bunun dışında çocuklarda salya akımının artması diş sürme belirtilerinden biri olabilir. Aynı zamanda diş sürme döneminde diş etine baskı yaptığı ve diş etinde bir enflamasyon oluşturduğu için çocuklarda ağrıya neden olur. Bu ağrı sebebiyle çocuklarda oldukça huzursuz bir dönem görülebilir. çocuklar bulduğu her seyi ısırma ve kasıntısını giderme ihtiyacı duyabilir.

Çocukta ilk Diş hekimi Muayenesi Ne Zaman Yapılmalıdır?

Eskiden çocuklarda ilk diş hekimi muayenesi tüm dişleri ağızda sürdükten sonra yani ortalama 2.5-3 yaş civarında muayene edilmesi gerektiği düşünülmekteydi. Ancak son dönemdeki literatür bilgilerine göre 1 yaşına gelmiş bir bebeğin bir diş hekimi muayenesine gitmesinin oldukça önemli olduğu çalışmada ortaya konulmaktadır. 1 yaşındaki bebeğin ilk olarak muayeneye geldiği ortama alışması ve ilerleyen dönemlerde diş hekimi korkusu gibi veya diş hekimine yönelik olumsuz başka düşünceler  gibi şeylerin ortaya çıkmasına engel olacaktır. Bu dönemde yakalanan herhangi bir olumsuz bulgu veya ebeveynlerin yanlış davranışları önceden önlenmiş olup çocuklarda ağız ve diş sağlığının olumsuz ilerlemesine engel olmaktadır. Çocuklarda ilk diş hekimi muayenesi 1 yaş civarında olmalıdır.

Çocuk Diş Hekimliği Hakkında Anne Babaya Verilecek Öğütler Nelerdir?

Çocuklar erken yaşta diş hekimi muayenesine gitmeli bir diş hekimiyle ve ortamla tanışmalıdırlar. Diş hekimleri veya diş hekimliğiyle ilgili herhangi bir işlem çocuklara korkutucu bir olay gösterilmemelidir. Çocuklar bu sekilde bu konularla korkutulmamalıdır. Örneğin bugün diş hekimine gidersen sana oyuncak alacağım veya çikolata alacağım veya istediği herhangi bir şeyi yapacağım gibi teşvikler verilmemelidir. Çocuğun diş hekimiyle ilgili korkularını yenmesi için çocukla alay edilmemelidir. Aynı zamanda anne babalar çekincelerini veya korkularını çocuklarının yanında dile getirmemelidir.  Bunun gibi çocuğu olumsuz etkileyecek bir çok davranıştan uzak durulmalı ve çocuğu diş hekimliğiyle ilgili olumlu bir sekilde motive edilmelidir. Diş hekimi fobisi veya diş koltuğu fobisi gibi olumsuz seylerden dolayı sürekli ağız ve diş sağlığından ve diş tedavilerinden kaçacak ve sağlık olarak daha olumsuz sonuçlara doğru ilerleyecektir.